Şair, yazar ve gazeteci Sunay Akın 1986-1987 yıllarında Hatay Hassa’da Askerlik Şubesi Başkanı olarak vatani görevini memleketimizde yaptı. Sunay Akın Sabah Gazetesi’nde yayınlanan bir yazısında şair Akgün Akova ile tanışmasını şöyle anlatıyor;O, Ankara’da okuyordu, ben İstanbul’da… 1980’li yılların başıydı; iki genç şair adayı olarak edebiyat dergilerinin sayfaları paylaşıyorduk. Adına bir de 1986 yılında, Haliç’in kıyısındaki Personel Yedek Subay Okulu’nun yemekhane nöbet defterinde rastlamıştım!.. Karlı bir kış gecesinde 3-5 nöbetini tutuyordum. Oyalanmak için nöbet defterinin sayfalarını geriye doğru çeviriyordum ki, adına rastladım birden: “Akgün Akova”…
Dergi sayfalarında yan yana şiirler yayınladığımız Akgün Akova da burada nöbet tutmuş, demek!.. El yazısını ve imzasını ilk kez görüyordum. Ertesi gün, dört ay önce yedek subay temel eğitimi aldığını ve Eskişehir’in Mihallıçcık İlçesi’nde görev yaptığını öğrenmiştim. O gün karar vermiştim; kura torbasından çekeceğim yere gider gitmez ona mektup yazacaktım.
Hassa!.. Evet, Hatay’ın Suriye sınırında şirin bir ilçe Hassa çıkmıştı kura torbasından. Askerlik şubesi başkanlığının koltuğuna oturur oturmaz mektup yazdım. Çok geçmeden gelen mektubunun ilk tümcesi şöyleydi:
“Senin orada ne işin var?.. Ben seni kız sanıyordum!..”Sunay Akın, Sabah Gazetesi
Gençliğinin ilk yıllarında Hassa ve Hatayı tanıyan Sunay Akının Gözüyle Hatay
“…Makiler adlı kitabım Antakya’da oluşmuştur.
“bir an önce görülsün diye Akdeniz
Toroslarda ağaçlar
hep çocuk kalır.” diye bir şiirim var. O Antakya’dır.
“benden kısadır boyun
bir köy otobüsünün
dağa tırmanması
gibi uzanırsın dudaklarıma
katılmaz oldu nicedir yolumun
tozu dumanına.” Bu şiirdeki yer Hassa’dır.
Makiler’deki pek çok şiiri Hatay’da yazdım. Hatay inanılmaz bir coğrafya, bu kadar mı güzel olur. Hayatımın en güzel bir yılı diyebilirim. İnsanıyla, dostluğuyla çok farklı bir yer. Denizi deniz, dağı dağ… Gölü var Reyhanlı’da. Hatay’ın bütün köylerini bilirim. Çok gezdim, Samandağ’ı, Yayladağ’ı, İskenderun’u, Kırıkhan ve Harbiye’yi…
Hatay ülke içinde ülke, kendi içinde de farklı yerleri var. Hatay, Mezopotamya ile Anadolu’nun birleştiği en güzel noktalardan biri. Mozaik Müzesi’nin orada olmasını raslantı mı sanıyorsunuz. Herşeyiyle kendisi bir mozaik. Bugün din, hoşgörü adına birşeyler yapılmaya çalışılıyor ya, işte o Hatay’da var. Ben künefeyi İstanbul’da hiç sevmezdim. Hatay’a gidince anladım ki, ben hiç künefe yememişim”
Ünlü yazar Sunay Akın bir söyleşisinde Hatay ve Hassa’yı böyle anlatıyor..